26 Ekim 2011 Çarşamba

Bir gün düşersen ben de seni kaldıracağım..

depremden aklımızda kalan bi çok şey olacak mutlaka,hayatının 16.gününde,erken doğmasaydı belki de dünyaya gözlerini açacağı günde 2.kez hayata merhaba diyen azra bebek;saatler sonra yıkıntıların ardından o yaşamak istediğini haykıran gözleriyle çıkan ama maalesef kurtarılamayarak hepimizi üzüntüye boğan yunus;ve daha bi çokları...

ama benim aklımda en çok bu mesaj kalacak.ekşisözlükte bir yazarın paylaştığı olayı aynen cümleleriyle yazıyorum:


 Ömrü hayatımda duyduğum en anlamlı söz oldu bu.
 Ağlaya ağlaya yazıyorum bunları...
Deprem olur olmaz Van'a kazak, bot, mont gibi eşyalar gönderirken montun cebine "Geçmiş olsun kardeşim, ben de Gölcük'te senin şu an yaşadıklarını yaşadım. Maddi-manevi ne sıkıntın olursa bana 05xxxxxxxxx numaralı telefondan ulaşabilirsin, hiç çekinme" yazılı bir kağıt koyulduğundan 3 gün sonra gelen mesaj:

 "Allah razı olsun kardeşim. Şu an gönderdiğin montla ısınıyorum. Sana söz bir gün sen düşersen ben de seni kaldıracağım"

günlerdir,söylemeyi geçtim yazmaya bile utandığım "hakettiler" temalı cümlelere o kadar üzüldüm o kadar umutsuzluğa kapıldım ki bu sorunun çözümü konusunda,bu mesaj ilaç gibi geldi..

vicdanım başka şeyler söylüyo,bölgede aktif olarak görev yapan polis memuru abim başka şeyler anlatıyo.. ama ben vicdanımın sesini dinlemek istiyorum.bi umut olmalı,hala insanlığa kardeşçe yaşayabileceğimize inanalar olmalı.. bu mesaj içimdeki umutları daha da yeşertti..


bu arada takip edenler hatırlayanlar var mı bilmiyorum ama son postumda bi konuyla ilgili dua istemiştim sizlerden,çok şükür kazasız belasız çözüldü.. şimdi bayramdan sonra 2 eşik daha kaldı geçmem gereken.. sonra inşallah huzur içinde hayatıma devam edicem..

. . . 




EDİT: sözlükteki yazarın olayla ilgili detaylı açıklaması burda..
hala böyle insanlar olduğu için binlerce şükrediyorum Rabbime.fikrinin güzelliğine samimiyetine bakar mısınız?  
 - bana biri "evet bksibk bey, bu yardımı yaparken..." gibi bi cümle kurarsa utancımdan ölürüm. O yüzden kimse kusura bakmasın, bu işin röportajı falan olmaz..."
demiş o yüce gönüllü insan...

16 Ekim 2011 Pazar

yamalı bohça

bence bu postu en iyi anlatan kelime bu,yamalı bohça:) çünkü uzun bi ara verdim ve her blogger gibi paylaşılmayı bekleyen çok şeyim var.ama hepsine ayrı post yapacak zamanım ve enerjim yok maalesef.bu yüzden bu paylaşılacakların "bazılarından" :) kısaca bahsederek listeden bi kaç madde eksiltmek istiyorum:)

öncelikle ilk hediyemden bahsedeyim:) eveet,ben bi çekilişi kazandım:) sevgili Peritozu'nun kitap çekilişini ben kazandımm!




kendisine tekrar çok ama çok teşekkür ediyorum.okunacaklar listesine eklendi,elimdekiler bitince hemen saldırıcam:)

bi sürü yeni ciciler aldım ama içinde paylaşmaya en değer gördüğüm :
 1) botlarım

 CANZONE

ben o tüylü kısmını yukarı kaldırarak giyiyorum çünkü bu şekilde kullanınca pantolunun altında potluk yapıyo ve oturup kalkarken takılıyo pantolona.
bu arada söylemeden geçemiyicem,zizigodan aldım botları,zizigodan ilk alışverişimdi ve hızlarına hayran kaldım.cuma günü mesai çıkışı verdim siparişi,pazartesi mesai çıkışı elimdeydi:) siteyle ilgili tereddüdü olanlar varsa kesinlikle tavsiye ediyorum. 
ayağımdaki halini de aklıma gelir de çekersem eklerim:)
"fotoğraf çekmeye pek alışık olmayan blog sahibesi" :)

vee 2) şimdiden yeni ünüformam olan gömleğimm

MANGO


kemeri ben uydurdum.aslında kemersiz de güzel oluyo o şekilde de kullanıyorum,spor duruyo.ama daha şık bi görüntü için kemer şart

hem post hazırlamaya(bilgisayarım anlamadığım bi nedenden dolayı 2 kez kapanmış olsa da yılmadım,bu postu yayınlıyorum:)) hem valiz yapmaya çalışan(hayır aradığım kitabın en alttaki kolinin en dibinden çıkması şart mıydı yani:( ) blog sahibesinden bu kadar.

yakında daha uzun ve detaylı postlarda görüşmek ümidiyle,salı günü benim için dönüm noktalarından biri, dualarınızı bekliyorum..

bu arada bu güzel hediyelerden siz de isterseniz buraya
ama bence şansınız yok,malum ben katılıyorum:p

izmirde puslu bi pazar gününden olabilecek en içten sevgilerimle ;)

ve bi kaç saat sonra yine veda edeceğim sevgilim izmir,seninle de en kısa zamanda tekrar görüşmek ümidiyle...

1 Ekim 2011 Cumartesi

I ♥ shopping !!

artık test ettim onayladım ki ben cuma akşamları evde oturamıyorum! bi şeyler dürtüyo beni cuma oldu mu.nitekim bugün de dedim akşam bi yerlere gitmeliyim ama çok da uzak olmamalı çünkü yarın sabah erkenden kızılayda olmam gerekiyo.bu durumda çok da fazla bi seçeneğim yoktu ve "istikamet ankamall" şeklinde iş çıkışı kendimi dışarı attım.önce bi yemek yedim tabi ki.malum yüzmeye başladım.kilo vermek 1.önceliğim değil ama hazır spor yapıyoken biraz dikkat edip bi kaç kilo fazlalıktan kurtulsam ballı kaymak olur:) bu nedenle en sevdiğim salata olan sezar salata sipariş etim.o kadar güzel görünüyodu ki sizler için fotoğraflayacaktım ama etraf çok kalabalıktı,insanların tuhaflıktan manyaklığa bilimum sıfat yakıştırmalarına maruz kalmaktan korktuğum için vazgeçtim:)

niyetim yemekten sonra sadece migrosa girip mutfak alışverişi yapmaktı ama alışveriş dürtülerim yine ortaya çıktı ve kendimi lcw'nın önünde buldum.ve bakın orda neyle karşılaştım:)






burda desen gayet açık ve net:)


buradaki postta at desenini h&m' de gördüğümü ve çok sevdiğimi söylemiştim,tevafuğa bak ki lcw'da karşıma çıktı.kumaşının yapısı falan da çok hoşuma gitti.böyle tiril tiril duruyo.çok sevdimm:) tek sorun 38 beden olması:/ yarın kızılay şubesinden 36sına bakıcam,umarım vardır.. bu da kötü durmadı ama 36 olsa çok daha iyi duracak kanımca.

lcw'yla ilgili tam bi karar veremiyorum.aslında pek beğenmemekle birlikte bazen gerçekten güzel şeyler çıkarıyolar ve aslında dolabımda hatırı sayılır yere sahip bu marka:) bu arada yeni bi kreasyon yapmışlar sanırım çünkü dikkat ettiyseniz etikette lcw premium yazıyo ve siyah.


gitmişken watsons'a da uğramadan olmazdı tabi:) bu sefer gayet bilinçli,ne alacağının,neye ihtiyacı olduğunun bilincinde bir tüketici olarak gittim ve abartmadan,kredi kartımı kabartmadan çıkmayı başardım:)
havuza giderken kocaman şampuan ve duş jelimi taşımak istemiyorum.zaten havludur saç kurutmadır derken valiz gibi bi çantayla geziyorum.o yüzden küçük seyahat boyu banyo setlerinden alayım dedim.bunları buldum hem de çok uygun bi fiyata.bi de her zamanki makyaj temizleme mendillerimden aldım.
umarım şampuan ve jel iyi çıkar.gerçe ben sadece kutuları için aldım:) beğenmezsem boşaltır normalde kullandıklarımı doldururum:)



ve kore dizi-film sevgim dolayısıyla migrostan ramen aldım:) önceden de almıştım,beğendim.eminim dizilerde taze sebzelerle yapılanlar çok lezzetli oluyodur.bunlarım içinden hazır kuru toz soslar çıkıyo.suyuna karıştırıyosunuz.o yüzden biraz tuhaf bi kokusu oluyo bazı çeşitlerin.
bu acı olanı ilk defa deniycem.
itiraf ediyorum bu sefer almamın nedeni çubuklardı:)


hiç kullanmadım çubuk,ilk deneyimim olucak.hayır zaten şapur şupur etrafa sularını saçarak yenen bişey,bi de çubukla nasıl olur bilemiyorum.
bi kere arkadaşla öğle yemeğinde yapıp yemiştik.o günden sonra bi daha insanların yanında ramen yememeye karar verdik ikimiz de:)

bu arada haftaiçi Bir Zamanlar Anadolu'da filmine gittim Nuri Bilge Ceylanın.onunla ilgili de bi yorum postu yapmayı planlıyorum ama kısaca ilk nuri b.c. deneyimim olmasına rağmen beğendiğimi söylemeden geçemiyicem.neden bilmiyorum.aslında çok boş ve yavaş bi filmdi ama görsellik ve oyuncular açısından çok zengin olmasından belki üzerimde bıraktığı etki.
yani kısaca tavsiye edilir.

eveet,geldik yine bi postumuzun daha sonuna:) hepinize iyi geceler..

bu arada yeni katılan izleyicilerime de hoşgeldiniz diyorum;)